Fil Gibi Davranmayın Yeter
Hindistan’da fillerin, fiziksel iş gücü için kullanılmak üzere nasıl yetiştirildiğini biliyor musunuz?
Bu en büyük memeliyi kontrol etmek için bakıcıları, filler henüz çok küçükken onları “programlama” fikrini uyguluyorlar. Buna göre, fillerin, düşünme biçimlerini kendi kendilerine sınırlamaları sağlanıyor.
Sistem, nasıl mı işliyor?
Filler daha küçük; yaklaşık 75 kiloyken, çok ağır bir halatla bağlanıyorlar. Gün boyunca, bu halattan kurtulmaya çalışıyor, inliyor; halata kuvvetle asılıyor ve bazıları halatı çiğnemeyi bile deniyorlar. Ama halattan kurtulamıyorlar.
Sonuç olarak, filler direnmeyi bırakıyor ve mücadele etmekten vazgeçiyorlar. Çünkü artık filler, halattan kurtulmanın hiçbir yolu olmadığını anlıyor; halatın onları sınırladığı “gerçeğini” kabulleniyorlar. Beyinlerine kazınan bu bilgi sayesinde bakıcıları, onları ince iplerle bile bağlayabiliyor!
Böylece filler, yetişkin olduklarında, yani yaklaşık 4 ton ya da daha fazla gelirken bile, asla boyunlarındaki ipten kurtulmaya çalışmıyorlar; çünkü hiçbir bağımsızlık şansları olmadığını biliyorlar!
Bu öğrenme biçiminde filleri sınırlayan şey kuşkusuz gerçeğin kendisi değil; yalnızca onların beyinlerinde var olan/var olması istenen bir olgunun sonucu.
Bizler de tıpkı fil bakıcılarının filleri için yaptığı türden harici ve dahili sınırlarla programlanmış durumdayız. Yaşadığımız toplumun, ailemizin, eğitim sisteminin, mesleğimizin ve medyanın bu programlamada farklı düzeylerde katkısı var. Bu programlamanın unsurlarının çoğu hakiki değil yani yalnızca zihinlerimizde mevcut. Ne yazık ki beyinlerimize kazınmış bir takım katı inanç sistemleri (tabular, hurafeler, ideolojiler, stereotipler, önyargılar vb.) ve içsel sınırlar nedeniyle pek çok şeyi yapamıyoruz:
- Başarılı bir iş kurmak
- Dolu dolu bir hayat sürmek
- Düşlerimizi ve arzularımızı gerçekleştirmek
- Olabileceğimiz kadar başarılı olmak
- Yüksek hedefler belirlemek ve bunlara ulaşmak
Tabii ki hayatlarımızın bu şekilde devam etmesi gerekmiyor. Olumsuz inanç sistemlerimiz, bizi sınırlamak zorunda değil. Onları değiştirerek ya da hiç değilse geliştirerek hayata geri dönmemiz mümkün.
“Gerçekten” başarılı olmak istiyorsanız ve kendinizi kandırmıyorsanız, içinizdeki köhnemiş inanç sistemini ve tutumunuzu “değiştirebilir”; içsel sınırlarınızı “yıkabilirsiniz”.
Hayatınızdaki pek çok şeyi daha iyisi ile değiştirecek iç kuvvete ve kişisel güce “her zaman” sahipsiniz. Deneyin ve bir fil gibi davranmayın yeter!